Eminim siz de benim gibi çocukluğunuzda, dalından koparılan meyve ve sebzelerin o tarifsiz kokusunu hâlâ burnunuzda hissediyorsunuzdur…

​

Benim çocukluğum bostanlarla, meyve ağaçlarıyla dolu bahçelerle geçti. Elma gibi ısırdığımız domatesler, ağzımızdan sular akarak yediğimiz karpuzlar, incir ağaçlarının dallarına tırmanıp karnımız ağrıyana kadar yediğimiz meyveler… Her şey o kadar doğaldı ki, toprağın kokusunu, yaprağın serinliğini, ağacın gölgesini bilirdik. Hangi sebze hangi mevsimde çıkar, hangi meyve hangi ağaçta yetişir, hepsini yaşaya yaşaya öğrenirdik.

​

Ama bugünün çocukları… Maalesef çoğu, dalından koparılmış bir meyvenin kokusunu, yeni yıkanmış toprağın dokusunu, taptaze bir domatesin ne kadar lezzetli olduğunu bilmiyor. Bahçeye adım atmadan büyüyen nesiller; elinde tablet, gözünde ekranlarla, doğadan her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor.

​

Geçtiğimiz gün çocuklarla bitkileri konuşuyorduk. O kadar az çiçek ve ağaç ismi biliyorlardı ki… “Ağaç” deyince sadece “çam, çınar” diyebildiler. “Elma ağacını duyan var mı?” diye sordum. Bir anda minik eller kalktı: “Çilek ağacı var mı öğretmenim?”, “Karpuz ağacı olur mu?” Dediklerinde gülümsedim, ama içim burkuldu. Onlar suçlu değil, doğadan uzak kalmış çocuklar sadece…

O an karar verdim. Bizim bir bahçemiz var, hem de ne bahçe! Neden bu alanı çocuklarımız için bir keşif, deneyim ve üretim alanına dönüştürmeyelim? Neden tohumdan başlayan mucizevi süreci birlikte yaşayıp hissetmeyelim? İşte böyle doğdu Merkür Organik Hobi Bahçesi.

​

Bu bahçede sadece sebze ve meyve değil, hayata dair sevgi, sabır ve emek de büyüyor. İki adet seramızla birlikte, çocuklar burada elleriyle toprağa dokunuyor, tohum ekiyor, suluyor, büyüdüklerini izliyor… Karpuzla başladık, ardından çilek, kıvırcık salata… Her biri tombik minik ellerin emeğiyle toprakla buluştu. Ne büyük bir heyecan!

​

Baharın gelişiyle birlikte doğa yeniden can bulurken biz de çocuklarımızla bu yaşam döngüsüne ortak oluyoruz. Bu atölyeyi sadece bir etkinlik olarak değil, bir yaşam kültürü olarak görüyoruz. Sağlıklı beslenmeyi, doğaya saygıyı, emeğe değer vermeyi çocuklarımıza en doğal haliyle aktarıyoruz.

​

Ben isterim ki, her çocuk toprakla tanışsın. Çamura bulanmış elleriyle bir çiçek diksin, kendi yetiştirdiği domatesi gururla annesine göstersin. Ben isterim ki, çocuklar sadece oyun oynamasın; toprağın kokusunu, suyun sesini, güneşin gücünü de öğrensin. Ve en çok da… Sevgiyle büyüsün. Doğayı seven, koruyan, hayvanlara merhametle yaklaşan, insanlara duyarlı bireyler olarak yetişsinler.

Merkür Organik Hobi Bahçesi, çocuklarımızın içindeki doğa sevgisini filizlendirmek için var.
 

Bu yolculukta onların rehberi olmak, en kıymetli anılarından birine dokunmak benim için tarifsiz bir mutluluk.

​

Sevgilerimle,

Funda MÜCAVİROĞLU
Çocuk Gelişimi Uzmanı